Powered By Blogger

26 Ağustos 2011 Cuma

DR.OTTO YATAK SAĞLIK KÖŞESİ UYKU HASTALIKLARI - 3

HUZURSUZ BACAK SENDROMU
Huzursuz bacak sendromu genellikle gece yatmadan önce bacaklarda hissedilen, hastaların tam olarak isimlendiremedikleri rahatsızlık verici bir histir. Bacağın herhangi bir yerini etkileyebilir. Bacakları hareket ettirmekle veya yataktan kalkıp yürümekle yakınmalar azalabilir.Hastaların çoğunda huzursuz bacak sendromunun sebebi bilinemez. Genellikle ailede benzer yakınması olan başka bireyler de vardır. Hamilelik, kronik hastalıklar, kafeini fazla tüketmek ve anemi bu hastalık ile ilişkili olabilir.Herhangi bir test ile tanısı konamadığı için tanısı ancak uyku merkezleri hekimleri tarafından konur, sebep olabilecek durumlar araştırıldıktan sonra bir tedavi belirlenir.Hafif derece hastalıktan yakınan hastalar için huzursuz bacak sendromu uyku merkezi öncesinde hekimler tarafından yaşam şekli değiştirme, sıcak banyo yapma, bacak masajı, sıcak termofor uygulaması, egzersiz ve kafeinli içeceklerden uzak durmak semptomları azaltabilir. Ağır derece hastalar için ise bazı ilaçlar etkili bir tedavi sağlar.
http://www.drotto.com.tr/ 

DR.OTTO YATAK SAĞLIK KÖŞESİ UYKU HASTALIKLARI - 2

NARKOLEPSİ
Narkolepsi sebebi bilinmeyen yoğun uykululuk ve katapleksi (heyecen, korku, sevinç gibi duygulanımlar ile bayılma atağı) ile karakterize bir klinik tablodur.Narkolepsinin dört klasik bulgusu vardır:
  • Gündüz aşırı uyku hali: Narkolepsinin temel karakteristiklerindendir. Tahmin edilemeyen, önlenemeyen ve gün içinde defalarca tekrarlayabilen bir durumdur.
  • Katapleksi: Katapleksi kas fonksiyonlarının ani kaybıdır. Genellikle aşırı heyecen, korku, sevinç gibi duygulanımlar ile bayılma atağı şeklinde kendini gösterir. Birkaç saniye ile birkaç dakika arasında kendiliğinden düzelir.
  • Uyku paralizisi (felci): Diğer bulgular kadar sık değildir. Uykuya dalıyorken veya uyanıyorken hareket edememek ve konuşamamak şeklinde kendini gösterir.
  • Hipnagogic halusinasyon: Uykunun başlangıcında REM uykusu ile ilişkili olarak görsel imajların hasta tarafında algılanmasıdır.
Narkolepsi tanısı içinm iki ayrı test yapmak gerekmektedir. İlk olarak bir polisomnografi (uyku testi) 'yi takiben çoklu uykuya geçme testi denebilecek multipl sleep latency test (gündüz uyku testi).Narkolepsinin bilinen tam iyileşme sağlayıcı bir tedavisi olmasa da belirti ve bulguları tedavi etmek için değişik yöntemler ve ilaçlar vardır.Narkolepsi erkekleri kadınlara oranla daha sık etkiler.
 http://www.drotto.com.tr/

DR.OTTO YATAK SAĞLIK KÖŞESİ UYKU HASTALIKLARI -1

İNSOMNİ ( UYKUSUZLUK)
İnsomni en sık karşılaşılan uyku problemidir. Uyuyamamak veya uykudan anormal saatlerde uyanarak uykuyu sürdürememek ile karakterize bir durumdur. Kadınlarda ve yaşlılarda daha sık görülmekle birlikte her yaşta ve her iki cinste de görülebilmektedir.Uykusuzluktan yakınan kişiler değişik belirti ve bulgular ile başvurabilirler:
Uykuya dalmakta güçlük
Gece uykudan sık uyanma ve tekrar uyumakta güçlük çekme
Sabah çok erken uyanma
Dinlenmemiş uyanma
Uykusuzluk hastaları değişik derecelerde etkilemek ile birlikte tipik olarak hastalarda dinlenmemiş hissetme, huzursuzluk, anksiyete, gün içi yorgunluk hissi gibi yakınmalar vardır. Geçici veya hafif derece insomnide uyku süresi yetersizdir ve normal uyku süresi uyumalarına rağmen hastalar yeteri derece dinlenemediklerinden yakınırlar. Sosyal ilişkilerde ve iş yaşamında ya problem yoktur ya da hafif derece bir bozulma vardır. Geçici veya orta derece insomnide de uyku süresi yetersizdir ve normal uyku süresi uyumalarına rağmen hastalar yeteri derece dinlenemediklerinden yakınırlar. Sosyal ilişkilerde ve iş yaşamındaki bozulma daha belirgindir. Kronik (müzmin) veya ağır derece insomnide yetersiz ve dinlendirmeyen uykuya ek olarak sosyal ve iş ile ilgili fonksiyonlarda ciddi bozulma söz konusudur. Bazen tanısını koymak güç olsa da uykusuzluk çeken bireyler için çok sayıda tedavi seçeneği vardır. Geçici insomni rahatsızlık birkaç gün süreceği için tedavi gerektirmeyebilir. Kronik insomnisi olan hastalar mutlaka ilgili hekimler tarafından görülerek rahatlama tedavilerine ek olarak gerekli tedavileri de almalıdır.
Her 3 kişiden 1'i yaşamının bir döneminde uykusuzluktan yakınmaktadır.
Araştırmalar göstermektedir ki erişkinler gece ortalama 8-8,5 saat uykuya ihtiyaç duyarlar

http://www.drotto.com.tr/

Dr.Otto Yatak Sağlık Köşesi Uyku Bilgileri - 1

Ramazan’da Uyku Düzenine Dikkat

Tüm Uyku Teknisyenleri Derneği (TUTDER) Başkanı Okay Erözgün, oruç tutanların uyku düzenlerinde değişikliklerin ortaya çıktığını belirtti, ”İftardan sonra uyarıcı özeliği olan çay, kahve ve sigara tüketiminde aşırıya kaçılmaması gerekir” dedi.

İftardan sonra bitki çaylarının tüketilmesini öneren Erözgün, Ramazan ayında oruç tutan kişilerin sahura kalkmaları nedeniyle uyku düzenlerinde bir takım değişimlerin yaşandığına dikkati çekti. Sahura kalkan kişilerin uykuya dalma sürelerinin uzadığını ve toplam uyku sürelerinin azaldığını ifade eden Erözgün, gece uykusunda ortaya çıkan olumsuz değişiklikler nedeniyle insanların sabahları yorgun olarak uyandıklarını söyledi.

Uykunun insanların hayati fonksiyonlarını tümüyle etkilediğine işaret eden Erözgün, ”Uyku, cinsellikten tutun da düşünmeyi ve çalışmayı da etkisi altına alıyor. Uyku hayatın bütün düzenini etkiliyor. Bu nedenle de uykuya çok değer veriyoruz ama Türk milleti olarak uykuyu çok bilinçsiz yaşıyoruz. Yatak odasında televizyon izlerken uyuyoruz, salonda uyuyoruz, gece yemek yedikten hemen sonra uyuyoruz. Bir şekilde uyku düzenini almadan, sabah yorgun bir şekilde hayata devam etmeye çalışıyoruz. Bu da gün içinde bütün işlevleri etkiliyor. İnsanlar bu nedenle daha sinirli oluyor” dedi.

”Sahurdan sonra uyumamaya gayret gösterin”
Erözgün, 30 yaşın üzerindeki bireylerin günde en az 6 saat uyumaları gerektiğini belirterek, uyunacak ortamın serin ve karanlık olması gerektiğini bildirdi. Ramazan’da uyku düzeninde bazı değişiklikler yapmak gerektiğini vurgulayan Erözgün, şunları kaydetti:

”Ramazanda sahurdan sonra uyumamaya gayret gösterin. Sahurdan sonra uyunup tekrar kalkıldığında bütün ritm bozulmuş oluyor. Bu da 10. gün sonunda etkisini göstermeye başlıyor. İnsanların bütün fonksiyonları değişmiş oluyor. İnsanların Ramazanda daha dikkatli olmaları gerekiyor, daha hafif yemek yenilmeli, iftardan sonra ve uyumadan önce en az 1 saat dinlenilmesi gerekiyor. Ramazan ayında oruç tutan kişilerin uyku düzenlerinde bir takım değişiklikler ortaya çıkıyor. İftar saatinden sonra uyarıcı özelliği olan çay, kahve ve sigara tüketiminde aşırıya kaçılmaması, bitki çaylarının tüketilmesi gerekiyor. Ramazanda normal uyku saatinden 1 ya da 1,5 saat önce yatılması gerekiyor.”

Horlama ve buna eşlik eden nefes durmaları bulunan uyku apne sendromu olan hastaların Ramazan ayında risk altına girdiklerini anlatan Erözgün, apne sendromu olan hastaların iftar ve sahurda dikkatsizce ağır yemek tüketmesinin, bu kişilerin uyku döneminde hayati riskler ortaya çıkarabileceğini savundu.

Yemek yedikten kısa bir süre sonra uykuya dalan apne sendromlu hastalarda üst solunum yolu kaslarının iyice gevşediğini ve hava pasajını kapattığını ifade eden Erözgün, ”Bu sebeple horlama şiddeti artmakta ve nefes durmalarının (apne-hipopnelerin) sürelerinde uzama ortaya çıkmaktadır. Nefes durmalarının uzaması, kandaki oksijenin de daha fazla düşmesine sebep olarak hastaların kalp ve damar hastalıkları yönünden riske girmelerine yol açmaktadır. Horlama yakınması olup, sabahları yorgun ve baş ağrısı ile uyanan kişilerin Ramazanda mideyi yormayan hafif gıdalar tüketmeleri, sahurda aşırı düzeyde yemek yememesi, sahur sonrası tekrar uyumak için yatmaması, gün içerisinde kısa süreli de olsa uyunmaması gerekiyor. Tok karnına asla uyumayın” şeklinde konuştu.

4 Ağustos 2011 Perşembe

İNGİLİZ UZMANLARDAN İYİ UYKU İÇİN 10 ÖNERİ

 Uykusuzluk günümüzde küresel bir sorun haline geldi. İngiliz basınında yer alan haberde, son araştırma sonucunun İngilizlerin yüzde 50'sinin her gece 6 saatten az ve yüzde 18'inin de 5 saatten az uyduğunu gösterdiği kaydedildi. İngiltere Edinburgh Uyku Merkezi'nden doktorlar yetersiz uyuyanların dörtte üçünün sabahleyin kalktıktan sonra güçsüzlük hissettiğini ve dörtte birinin de yorgunluktan dolayı iş yerlerinden erkenden ayrılmak zorunda kaldığını ileri sürdü. Bu nedenle doktorlar yeteri kadar uyuyamayanlara 10 öneride bulundu. 1. Az, ancak sık yemek yemek.     Uzmanlar, uykusuzluk çekenlerden bazılarının sabaha karşı saat 3 civarında uyandığını ve bunun da kandaki şeker seviyesinin düşmesi ve vücudun adrenalin salgılamasından kaynaklandığını belirtti. Bu nedenle uzmanlar gündüz vaktinde kandaki şeker seviyesini istikrarlı tutmak için her üç saatte biraz yemek yenmesi ve yatmadan önce acıkma hissedildiğinde de biraz yulaflı bisküvi yenmesini önerdi. 2. Cep telefonunu kapatmak.     Telefon açmak veya mesaj çekmek insanı heyecanlandırdığı gibi uykusuzluğa da neden olabilir. Bu nedenle acil işlerin olmadığında gece cep telefonunun kapalı tutulması öneriliyor. 3. Beyni temizlemek.    Yatağın başucunda kalem ve kağıt bulundurun ve düşündüklerinizi gerektiğinde kağıda yazın. Böylece rahatlıkla uykuya dalabilirsiniz. 4. Ninni dinlemek.     Yatakta ninni dinlemenin uyku ortamına hazırlanmanıza ve bu da bir an önce uykuya dalmanıza yardımcı oluyor.
5. Düzenli bir yaşam.Düzenli bir yaşam uykunun düzenli olmasına yardımcı olur. 6. Fazla sıcak olmayan suyla banyo yapmak.Yatmadan önce sıcak suyla yapılan banyo, alınan duş vücut ısının geçici olarak yükselmesini sağlar ve bu da uykuya olumsuz bir etki yapar. Bu nedenle vücut ısısına yakın sıcaklıktaki suyla yapılan duş, ya da banyo, daha kaliteli bir uykuya yardımcı oluyor. 7. Derin nefes almak. 5 saniye nefes almak ve daha sonra nefesi 5 saniye tuttuktan sonra vermek ve bunu üç kez tekrarlamak. Bu hareket beyninin bir an önce sakinleşmesini sağlar. 8. Gece bilgisayarda oyun oynamamak. Oyunlar sırasında ekrandaki parlak ve renkli görüntüler insanı heyecanlandırır ve bu da beyninin sürekli heyecanlı kalmasına neden olur. 9. Ayakları sıcak tutmak. Ayakları sıcak tutmak, kaliteli bir uykuya elverişli zemin hazırlar. 10. 20 dakika kuralına uymak.
Yatakta 20 dakika kaldıktan sonra yine uyuyamıyorsanız, o zaman yataktan kalkıp, uykunuz gelinceye kadar başka işlerle uğraşabilirsiniz.

Dr.Otto Yataktan Uyku Önerileri

Az ya da çok uyumak ömrü kısaltıyor mu? En sağlıklı uyku kaç saat?

Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Tıp Fakültesi Fizyoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Abdullah Arslan, uykunun bağışıklık sistemini şarj ettiğini belirterek, 8 saatten az uyuyanların bağışıklık sisteminin,
8 saat ve üzerinde uyuyanlara göre daha zayıf olduğunu söyledi.

Prof. Dr. Arslan, insanın ömrünün üçte birinin uyuyarak geçtiğini, uykunun ruhsal, zihinsel, bedensel sağlık için oldukça gerekli bir fizyolojik süreç olduğunu söyledi. Uykunun önemli işlevlerinden birinin bağışıklık sistemine yaptığı katkı olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Arslan, ABD'deki Carnegie Mellon Üniversitesinde bu yıl başında yapılan araştırmada, 7 saatten az uyuyan deneklerin, 8 ve daha fazla saat uyuyanlara göre 3 kat daha sık enfeksiyona yakalandığını saptadıklarını bildirdi. Prof. Dr. Arslan, uykunun kalitesizliğinin, sık uyanmalar ve uyku latansındaki uzamanın, soğuk algınlığına yakalanma olasılığını 5 kat artırdığının belirlendiğini ifade ederek, ''Bu ilk bilimsel kanıt, hafif bir uyku yetersizliğinin dahi vücudun enfeksiyonlara reaksiyonunu etkileyebileceğini göstermiştir'' dedi.

AŞI BİLE UYKU OLMADAN SONUÇ VERMİYOR

Canlılar üzerinde uykunun önemine dikkati çeken Prof. Dr. Arslan, şöyle konuştu:

''Uyku bağışıklık sistemini şarj ediyor. 8 saatten az uyuyanların bağışıklık sistemi, 8 saat ve üzerinde uyuyanlara göre daha zayıf. Örneğin 10 gün uyumayanlarda bağışıklık sistemi zayıfladığı için bağırsaklarda bulunan endojen maddeler kana geçmekte ve enfeksiyon nedeniyle ölümlere neden olmaktadır. Bu da uykunun ne kadar gerekli olduğunu gösteren verilerden bir tanesidir. Grip, hepatit aşısı sonrasında yeterli derecede uyumayan kişilerde kanlarında bu aşılara karşı oluşan antikorların yüzde 50 azaldığı bulguları var. Yani yeterince uyumazsak, aşılansak bile bedenin bağışıklık sistemi yarı yarıya düşmektedir.''
''AZ YA DA UZUN UYUMAK ÖMRÜ KISALTIYOR''

Uyku esnasında vücudun dinlendiğini, kan akışının yavaşladığını, toksinlerin azaldığını kaydeden Prof. Dr. Arslan, İsviçreli bilim adamlarının yaptığı araştırmalarda az ya da çok uyumanın insan ömrünü kısalttığını tespit ettiklerini bildirdi.

Prof. Dr. Arslan şöyle devam etti:

''İnsanlar ortalama 8 saat uyumalı. Dikkat edilirse geceleri uyuyamayan kişilerin hastalığa yakalanma riskinin daha yüksek olduğu görülebilir. Gece çok geç yatmak sağlığımız için oldukça zararlı. Uzun uyku da kısa uyku da insanın ömrünü kısaltıyor. Günde 5 saat uyuyanların da 8 saatten fazla uyuyanların da ömrü daha kısa oluyor. Bu İsviçreli bilim adamlarının yaptığı araştırmaların sonucudur.

Uyku tekdüze bir süreç değil. Bir derin uyku, bir yüzeysel uyku var. Derin uyku, bağışıklık sistemini destekleyen hormonların salgılandığı 23.00 ile 03.00 arasındaki uykudur. Bu arada alınan uyku, vücudun en çok ihtiyaç duyduğu uykudur. Ben saat 04.00'te yatayım 8 saat uyuyayım demek bu süreçteki uyuma kadar etkili değildir. Yüzeysel olarak 6 saat uyumaktansa 3 saat bile derin uyunsa bu daha faydalıdır.''http://www.drotto.com.tr/

DR.OTTO YATAKLARINDAN SAĞLIKLI YAŞAM ÖNERİLERİ

Sağlıklı olmak, insan mutluluğunun öncelik taşıyan bir öğesidir. Sağlık genellikle kendiliğinden var olan bir durum olarak algılanır. Oysa sağlıklı olma uğrunda çaba gösterilmesi gerekir. Hatta bugünkü bilgilerimiz bize bu uğraşın daha doğum öncesi dönemde başlaması gerektiğini göstermektedir. Doğal olarak bu aşamada yapılması gerekenler, anne ve babalara düşmektedir. Olaya nesillerin sağlığı olarak bakıldığında, sağlığın ve sağlıksızlığın nesiller boyunca aktarılabileceği görülür. Anne ve babalar genetik özelliklerinin yanı sıra kendi sağlıklarına gösterdikleri özenle bebeklerine sağlık aktarabileceklerini bilmelidirler.
Sağlıklı bir yaşam için alınması gereken önlemlerin pek çoğu günlük yaşamımızda  uygulamamız gereken küçük ve kolay çabalardan oluşur. Nerede olursa olsun günlük yaşamı düzenleyen bazı temel kuralların bilinerek uygulanması, sağlığın korunmasını ve diğer bireylerle paylaştığımız yaşamı kolaylaştırır. Bu kurallardan en önemli bazıları temizlik, sağlıklı beslenme, bedensel ve zihinsel çalışma, düzenli uyku, düzenli yaşam, sigara, alkol, uyarıcı ve uyuşturucu maddelerden uzak durma, kazalardan korunma, sorunlarla başa çıkmada doğru ve uygun yöntemler kullanmadır.
Çoğunlukla günlük çabalarda hedefin mutluluk olduğu varsayılır. Oysa altta yatan asıl neden güvenlik duygusudur.  Çünkü hayatta kalmayı sağlayan en ilkel dürtü korkudur ve güvenlik duygusu korkunun yatıştırılmasıyla ortaya çıkar. Kendimizi güvende hissedebilmemizin ilk koşulu ise bilmektir. Ancak bildiğimiz şeyi, bildiğimiz kadarı ile kontrol edebiliriz. İkinci basamaksa bilginin eyleme dökülmesidir. Bilgimizi davranışımıza yansıtamıyorsak bu bilgi bizim için huzursuzluk kaynağı olmaktan öteye geçemez. Bir sonraki aşama ise paylaşarak çoğaltma, yandaş oluşturmadır. Bunun için bilgimize dayanan doğru bulduğumuz davranışı kurallaştırmaya çalışırız. Toplum içindeki pek çok kural bu yolla oluşmuştur. Zaman içinde altta yatan bilgi evrimleştikçe kurallar da değişecektir.
http://www.drotto.com.tr/

29 Temmuz 2011 Cuma

Sağlık ve zindelik için düzenli yaşam ve uyku da vazgeçilmez şartlardır. Uyku gereksinimi insan yaşamı boyunca süre açısından değişkendir. Yeni doğmuş bir bebek neredeyse günün tamamını uyuyarak geçirir.
Yeterli süre uyunduğu halde uykudan zinde kalkılmıyorsa, üzerinde yatılan yatak, kullanılan yastık, odanın ısısı, ortamda yeterli temiz hava olup olmadığı, ortamda bulunan ısıtıcıların, eşya ya da malzemelerin cila, boya, deterjan gibi kimyasallar yoluyla ortam havasını kirletip kirletmediği, uyku sırasında süre giden bir gürültü kaynağının olup olmadığı gibi etkenler gözden geçirilmelidir. Doğal olarak burun tıkanıklığı ve nefes almada zorlukla birlikte seyreden tüm hastalıklarda ve aşırı şişmanlıkta da uykunun kalitesi bozulur.
http://www.drotto.com.tr/

Dr.Otto Yataklarından Bebeklere Özel Bilgiler

Bebek Yatakları Neden Özel Olmalı?

“Bebekler gibi” uyumak, en çok bebeklerin hakkı!
Bebeğimizi kucakta ya da beşik yatağında sallayıp “Uyusun da büyüsün” diye sürüp giden ninniyi mırıldanırken, aslında bilimsel bir gerçeği dile getiriyoruz:
Uyku, bebeklerin fiziksel ve zihinsel gelişimleri açısından son derece önemli. Ancak daha da önemlisi, üzerinde uyudukları yatakları...
Bilim insanları, her geçen gün bebeklerin gizemli dünyasıyla ilgili yeni bulgular elde ediyor. Bunların en kayda değer olanları da bebeklerin bedensel ve zihinsel gelişimi üzerine oluyor. Örneğin uyku... Ancak çağın hastalığı alerjiden, bebeklerin sindirim refleksi olan kusmaya kadar pek çok araştırma başlığı da, bu minik insanların, özellikle ilk aylarda, zamanın çoğunu geçirdikleri ilk yataklarının mercek altına alınmasına neden oluyor.
Bebek yatakları iki tarafı da kullanılacak şekilde tasarlanıyor. Çünkü uzmanlar, bebeklerin doğumu takip eden ve kusmaların sıkça yaşandığı ilk altı ayda, orta sert bir yatakta yatması gerektiğini söylüyorlar. Bunun gerekçesi, başını ilk bir iki ay oynatamayan bebeğin kusma ya da nefessiz kalma sonucu boğulmasını önlemek. Böylece orta sert yatakta bebeğin başı yatağa gömülmüyor, bu da daima nefes alabileceği bir alan bulmasını sağlıyor. İlk altı ayın sonunda ise bebeğin orta yumuşak bir yatağa geçmesi gerekiyor. Bu da kas-iskelet sisteminin gelişimi kadar rahat bir uyku uyuması için de son derece önemli görülüyor. İşte Bebek Yatağı, bu ihtiyaçlar düşünülerek çift taraflı olarak hazırlanıyor.
İlk altı ay orta-sert yatakta uyuyan bebek, 6’ıncı aydan sonra yatağın ters-yüz edilmesi ile bu kez orta yumuşak tarafta yatmaya başlıyor. Ailelerin tercihi doğrultusunda iç yüzeyleri pamuk ve yün kaplı olarak hazırlanan yatak, çıkarılıp yıkanabilen dış kılıfıyla da yatağın temiz ve hijyenik kalmasını sağlıyor. İleride tuvalet eğitiminde de gönül rahatlığıyla hijyenik olarak kullanma imkanı sağlıyor.
Bebeğinizin sağlığı herşeyden değerlidir.
Yanlış yatak kullanımı ile onun geleceğini riske atmayın.
1) İlk 6ay bebekler hareket edemezler, bu
yüzden SERT bir yatakta yatmalılar! Bu yüzden
yatağın SERT TARAFINI kullanacaksınız.

2) 6 aydan sonra bebeklerinizin vücudu artık
şekillerini ve hareketlenir. Bu yüzden yatağınızın
YUMUŞAK TARAFI ÇEVRİLEREK, bebeğinizin
vücudunun şeklini alacak tarafını kullanın.



3) Bebeğinizin tuvalet eğitiminde kılıfın içine bir
ALEZ konulduğunda, yatağınızın ÖZEL KILIFI
ıslaklığı direk içeriye geçirecektir. Bu sayede
bebeğiniz kuru uyuyacaktır.
http://www.drotto.com.tr/

25 Temmuz 2011 Pazartesi

Bel ve Boyun Sağlığı İçin Yatak Seçimi ve Uygun Yatış Pozisyonları

Dr. Otto Yatakları olarak sadece yatak satmayı değil doğru, sağlıklı, insan ve çevre dostu yataklar üretip satmayı hedefliyoruz. Bunun içinde uzmanlık alanımız olmasına rağmen doğru bilgileri sizlerle paylaşmak istiyoruz. Sadece kendimizden değil ulaşabildiğimiz her türlü Uzmanın makalelerini markamıza ait internet sitemizde, sosyal mecralarda paylaşmak istiyoruz. Aşağıda da yine bir uzmanın makalesinden alıntıları yayınlıyoruz. Ömrümüzün yaklaşık üçte biri yatakta geçmektedir. Sadece bu bile yatak konforunun önemini vurgulamak açısından yeterlidir.
Uygun Yatış Pozisyonu:
Omurga sağlığı açısından en uygun yatış pozisyonu; omurga ve disklerin üzerine en az yükün bindiği pozisyondur. Çok yumuşak, esnek veya sert yataklar, uzun süreli (gece boyunca) yatma sonucu omurgayı zorlarlar. Çünkü bu iki durumda da omurga en az zorlandığı orta duruş pozisyonunu koruyamaz. Çok sert veya çok yumuşak yataklar omurganın doğal eğriliklerini uzun süre koruyamaz. Bu nedenle doğal eğrilikler artmış ya da tamamen kaybolmuştur. Her iki durumda da bel omurlarını bir arada tutan bağlar aşırı derecede gerilir, sinirlerin çıktıkları foramenler (delikler) daralır, omurla arasındaki disk üzerine aşırı yük biner.
Omurgamız için ideal yatak, doğal eğriliklerin korunmasını sağlayan, buna karşın eğriliklerin artma ve azalmasına yol açmayacak yataktır. Uygun bir yatakta, omurga doğal eğriliklerini koruduğundan; disk, bağ, sinir gibi oluşumların zorlanması en aza iner. Sonuçta bu oluşumlardan kaynaklanan ağrıların ortaya çıkmasını engeller. Her ne kadar uygun yatak konusunda kesin bir kural yoksa da yine bazı ölçüler kullanılabilir. Her “ortopedik” adı verilen yatağın her bel hastasına uygun olduğu söylenemez. İlk alındığında iyi gelen bir yatağın bu niteliğini ne kadar bir süre sürdüreceği de önemlidir.
Ortopedik Yatak:
Yatağın boyutları da rahat bir uyku açısından önemlidir. İdeal yatak boyu yatan kişinin boyundan 20 cm fazla, eni ise en az 95 cm olmalıdır. İki kişilik yataklarda eşlerin ikisine de aynı yatağın uygun olması her zaman mümkün olmayacağından, ayrı yatak tavsiye edilebilir.

Çok sert zemin ya da yerde yatma her kalkışta omurgayı zorlayıp, bel ağrılarını daha da artırabilir.
Omurga için ideal yatış pozisyonları, sırtüstü ya da yan yatıştır. Yüzüstü yatma, bel çukurluğunun aşırı derecede artmasına yol açar. Bu nedenle önerilmeyen bir pozisyondur. Ancak ankilozan spondilitli ve kalça ağrılı hastalarda zaman zaman yüzüstü yatma tavsiye edilebilir.
Yatarken bacakların kalça ve dizlerden karına doğru bükülmesi, bel açısını daha da azaltıp rahatlamayı sağlayan bir durumdur. Dizlerin altına konacak rulo şeklinde bir yastık bunu sağlar. Ancak bu tür bir desteğin uzun süreli kullanımı diz arkasındaki kasların kısalmasına yol açar. Bu da dik duruşu bozarak yine bel ağrısına neden olur.
Yan yatarken hastanın iki bacağı arasına konacak yastık da omurga için faydalıdır ayrıca yine yan yatarken bel çukurluğunun bir yastıkla doldurulması faydalı olabilir. Her ne kadar hastanın yakınmaları belinde ise de boyun omurgasının pozisyonu çok önemlidir. Zira omurga bir bütündür. Omurga çevresi kasları bir hasır örgüsü gibi birbirine geçmişlerdir, hastanın bir omurga bölgesindeki sorunları diğer bölgelere de yansır. Bu nedenle bel hastası yatarken boyun pozisyonuna da dikkat etmelidir.
Uygun Yastık
İyi bir yatak nasıl bel ağrılı hastalar için çok önemli ise boyun ağrılı hastalar için de yastık o kadar önemlidir. Özellikle yan yatışta başın yana düşmemesi, sırt üstü yatışta da arkaya sarkmaması gerekir. “Alçak yastık iyidir” gibi peşin yargı her şartta geçerli değildir. Prensip; boynun da belde olduğu gibi omurganın nötral adını verdiğimiz orta pozisyonda desteklenmesidir. Bunun için kullanılan asıl yastık dışında ikinci bir yastık faydalı olur. Fazla yüksek olmayan ince bir yastığın üzerine konulacak rulo bir yastık boyun kaslarındaki zorlanmayı en aza indirir. Bu yastık ense ve boynu destekleyerek başın yana veya arkaya düşmesini engeller. Bunun için ince bir rulo veya küçük bir bebek yastığı kullanılabilir. Bu amaca yönelik hazır veya havalı yastıklar bulunmaktadır. Boyun ağrılı hastalar uzun süren yolculuklarda da mutlaka özel bir seyahat yastığı kullanmalıdır.
Yataktan Kalkma:
Ani bel tutulmaları çoğunlukla uzun süreli hareketsizlikten sonra meydana gelir. Aynı durum spor yaralanmalarında da söz konusudur ve yeterince ısınmamış kaslarla açıklanır. Uzun süreli istirahat sonrası gevşemiş kaslar, ani hareketler karşısında yeterli hızda reaksiyon veremediklerinden eklem ve omurgayı koruyamazlar. sonuç ise tutulmalar, incinmeler ve ağrıdır.
Bel ağrısı çeken hasta sabah ağrıları ile uyandığından bu durumu engellemek için yataktan kalkarken, uzun süreli hareketsizliğin yol açtığı kassal hazırlıksızlığı gidermek için kasları ısıtmak gerekir. Bunun için de en basit ve doğal yöntem yeterince gerinmek ve yatakta basit birkaç egzersiz yapmaktır.
Sırtüstü yatan bir kişi ani olarak omurgasını doğrultarak kalkmamalıdır. Önce yan dönmeli sonra bacaklarını aşağıya sarkıtmalı, kolunu yana uzatıp yatağa dayanmalı ve gövdesini doğrultmalıdır. Daha sonra ayaklar yere bastıktan sonra bir süre bu pozisyonda kalınmalıdır. Bu kalkış tarzı düşük tansiyonlu hastalar için de önerilen bir pozisyondur.

*Yrd.Doç.Dr.Nesrin Yağcı ‘nın makalesinden alınmıştır.
www.drotto.com.tr

23 Temmuz 2011 Cumartesi

OMURGANIZA YUMUŞAK BİR DOKUNUŞ!

Dr.Otto Prefect Night Visco Pocket Yatak
Herkes yorucu bir günün sonunda yatağa uzandığında, bedenine baskı uygulayan ağrıların dinmesini , kaslarının gevşediğini hiisetmeyi ve uykuya yumuşak bir geçişi arzular. Dr.Otto Perfect Night Yatak beklentilerinizin tam karşılığıdır. Ayrıca özel kaşmir kumaşı sayesinde eşsiz harmanı size her gece sağlıklı ve egzotik bir uyku deneyimi sunuyor. 
http://www.drotto.com.tr/

22 Temmuz 2011 Cuma

Dr.Otto Yataklarından Faydalı Bilgiler

Kadınlar için 9 adımda
kemikleri güçlendirme
1.      Her gün yeterli miktarda kalsiyum almaya özen gösterin. (1-10 yaş 800 mg, 11-24 yaş 1200 mg, daha sonraki yaşlarda 800 mg kalsiyum/gün, menopozal dönemde 1200 mg). Kalsiyum için en iyi kaynak süt ve süt ürünleridir. Bu nedenle gün boyunca en az 2 su bardağı süt veya yoğurt ve 2 kibrit kutusu kadar peynir tüketmelisiniz. İleri yaşlarda iseniz az yağlı sütü tercih edin.

2.      Her Öğün Yeşil Yapraklı Sebze Tüketin Sütün dışında; özellikle brokoli olmak üzere, kıvırcık lahana, ıspanak ve asma yaprağı gibi yeşil yapraklı sebzeler, kuru baklagiller, fındık, yerfıstığı, badem ve ceviz gibi yağlı tohumlar ile pekmez, kalsiyumdan zengin besinler arasında yer alıyor. Yeşil yapraklı sebzeleri her öğünde, yağlı tohumları da günde ortalama 30 gr kadar tüketmeyi ihmal etmeyin

3.      En Az 15 Dakika Güneş Işığından Faydalanın D vitamini kemik sağlığı, kalsiyum emilimi VE kas gücü açısından önemli role sahip. 50 yaş üzeri erişkinlerde önerilen günlük D vitamini dozu 800-1000 IU dolayında seyrediyor. D vitaminin asıl kaynağı ise güneş ışınları. Dolayısıyla güçlü kemikler için her gün, güneş ışınlarının yeryüzüne dik gelmediği saatlerde, yüzünüzü ve kollarınızın güneş alması ve vücudunuzda D vitamininin aktif hale geçmesi için 15 dakikanızı ayırın.


4.      Kilo Başına 1 Gram Protein Alın Her gün kilo başına 1 gram protein almayı ihmal etmeyin. Yüksek proteinli diyetler idrarla kalsiyum atılımını artırarak kemiklerden kalsiyum kaybına neden olurken, bunun aksine yetersiz protein alınması ise kas gücü ve kitlesinde azalmaya, düşme ve kırık riskinin artmasına yol açıyor

5.      Sadece 6 Gram Tuz Alın! Tuz tüketimini sınırlandırın. Çünkü aşırı tuz, idrarla kalsiyum atılımını artırarak kemikten kalsiyum kaybına neden oluyor.


6.       Posa Tüketimini 20-25 Gramla Sınırlandırın Aşırı posalı yiyeceklerin tüketiminden sakının. Çünkü aşırı posalı yiyecekler tüketmek bağırsaktan kalsiyum emilimini bozarak kalsiyum eksikliği ve kemikten kalsiyum kaybına neden olabiliyor. Kepekli yiyecekler, tam tahılı ekmekler, sebze ve meyvelerin kabukları ve baklagiller dengeli oranda tüketilmeli. Günde 20-25 gr posa, sağlıklı beslenmeniz için yeterli geliyor.

7.      En Fazla 2 Fincan Kahve İçin Günde 2 bardak nescafe veya 2 fincan kahveden fazlasını içmeyin. Ayrıca çay ve kola tüketimini de sınırlandırmaya özen gösterin. Ayrıca alkol ve sigara da kemik sağlığı için oldukça zararlı. Sigara içmeyin ve günde 2 kadeh şarap veya 500 ml biradan fazlasını tüketmeyin.

8.      Aşırı Zayıf Olmayın Güçlü kemikler için aşırı zayıflıktan kaçının. Beden kitle indeksiniz (BKİ) 20 kg/m² altına inmemeli. Çünkü menopozdan sonra vücut, yağ dokusunda oluşan östrojenden de yararlanıyor ve bilindiği gibi menopozdan sonraki hızlı kemik kaybının en önemli nedeni östrojen eksikliğidir.

9.   Haftada 3-4 Kez Yürüyün Düzenli fiziksel aktivite kemik sağlığı için çok önemli. Fiziksel aktivite gençlikte kemik kütlesini artırıyor, yaşlılıkta ise kemik kaybını önlüyor. Osteoporozda özellikle ağırlık (yük) bindiren ve kas güçlendirme egzersizleri ile denge egzersizleri öneriliyor. Yürümek, koşmak, ağırlık kaldırmak ve dans etmek kemikleriniz için birebir. Yüzme sırt kasları için yararlı olmakla birlikte, kemik kitlesinde belirgin artışa neden olmuyor. Kemiklerinizi güçlendirmek için haftada en az 3-4 kez 30-45 dakika yürüyüş yapmayı da unutmayın.

Her Yönden Rahatlatan Yatak!

Güne güzel başlamanın yolu, vücudunuz için uygun bir yatakta yatmaktan geçer... Bu yatak bütçenizide sarsmıyorsa, sizi ve cebinizi terletmeyen Dr.Otto Organic Yatak, her anlamda rahatlatıcı etkisiyle, sizi hayal ettiğiniz uykuyla buluşturur.

21 Temmuz 2011 Perşembe

Ağrıya Bu Yatakta Geçit Yok!

Bel yada omurga ağrısı çekenlerden misiniz? Öyleyse sizde günümüzün %60-85'inde ve tüm yaş gruplarında görülebilen bir rahatsızlığın pençesindesiniz. Dr.Otto Medico Yatak, özellikle bu tür ağrılara karşı geliştirilen sert bir yataktır ve siz uyurken verdiği destekle, bütün ağrıları vücudunuzdan uzaklaştırır.

20 Temmuz 2011 Çarşamba

Dr.Otto Yataktan Tavsiyeler 3

Yatağınızı Denemeden almayın

Yatak satın alırken çoğu kez insanların çekingen bir biçimde yatağın etrafında dolaştığını, sıkılgan bir şekilde bir kenarına oturup denediklerini, nadiren de uzandıklarını görürsünüz. Yatak alırken çekingen davranmayın. Günün en az dörtte birini bu yatakta geçireceğinizi düşünürseniz, rahat bir yatak almak çok önemlidir. Ayakkabılarınızı ve montunuzu bir kenara koyun, yatağa uzanın. Elinizi bel boşluğunuza koyun. Bu hareketi kolay yapamıyorsanız yatak sizin için fazla yumuşak olabilir. Görünür bir boşluk oluşuyorsa yatak gereğinden fazla sert demektir. Yaklaşık 10 dakika boyunca normalde uyuduğunuz pozisyonda uzanın. Omurganızın yatay konumda olmasına dikkat edin. Ayrıca rahatça dönebiliyor olmanız da gerekir. Yatak satın alırken çok fazla estetik kaygınız olmasın. Örneğin yatağa entegre okuma sehpaları olabilir ya da dört direkli bir yatak olabilir. Sizin için asıl önemli olan özellik yatağın sağlamlığı ve rahatlığı olmalıdır. Ucuz yatakların, promosyonların aklınızı çelmesine izin vermeyin. Yatağın fiyatı arttıkça, bu iskeleti için kullanılan malzeme kalitesinin ve işçiliğinin de arttığını gösterir. İyi kalitedeki bir yatak genellikle el yapımı bir yataktır.
*Kişisel ihtiyaçlar
*Alerjiniz varsa artık endişelenmeye gerek yok,  Dr.Otto yatak çeşitli alerjilere karşı anti-bakteriyel ve anti-toz özellikli kumaşlardan yatak üretiyor.
*Yatağınızı kullandığınız sürece düzenli olarak çevirerek kullanmaya çalışın. İlk ay, her iki yüzünü sık sık çevirerek kullanın. Bundan sonra ayda bir kez çevirmek yeterli olacaktır. Yatağın hep aynı ucuna oturmamaya çalışın, çünkü hep aynı bölümde oturduğunuz takdirde çökme ve yaylarda esneme meydana gelecektir.

19 Temmuz 2011 Salı

Aslında sadece yastık ve yatak nedeniyle ağrı oluşması olasılığı oldukça düşüktür. Bu ancak tamamen esnemiş, yer yer çökmüş yatak ve yastıklar söz konusu olduğunda olabilir.

Ağrılarınızın yatak veya yastıktan kaynaklandığını anlamak için basit birkaç yolu deneyebilirsiniz ;
-Yere yorgan ve battaniye sererek bir iki gece orada yatın. Bel ağrılarınız azalıyor veya geçiyorsa, yatakta sorun var demektir.
-Bir veya iki yüz havlusunu üst üste koyarak rulo yapın ense kökündeki kavisi destekleyecek şekilde yatın.Sabah boyun ağrınız azalıp veya geçiyorsa ortopedik boyun yastığı kullanın.
Ancak bu basit yöntemlere rağmen ağrınız devam ediyorsa, bel yada boyun bölgesinde mekanik bir rahatsızlığınız var demektir.
Bel ve boyun mekanik rahatsızlıkları yani fıtık, kireçlenme, kas tutulmaları hareketle azalan, sabahları belirginleşen ağrı ile bulgu verebilirler. Problemin tespit edilip, tedavi edilmesi gerekir.
Bel ağrınızın yataktan kaynaklanmadığına emin olduğunuzda yapmanız gereken diğer basit yöntem şudur:
-Banyo veya plaj havlusunun 14-15cm çapında rulo yapın. Külotlu çorap içine geçirin ve kalın bir kuşak şeklinde tam belinizin kavisini destekleyecek şekilde belinize sarın. Sırt üstü ve yan yattığınızda rulo belinizin boşluğunu tüm gece destekleyecektir. Sabah ağrınız azalırsa ve 1-2 gün içinde geçerse mekanik bir bel probleminiz var demektir.

-Ne kadar sert olursa o kadar iyi ve ortopedik olur yanılgısına kapılmamak gerekir. Ancak böyle bir yatakta daha rahat ediyorsanız kullanabilirsiniz. Ancak 2-3 gün içinde geçmeyen ağrılarınız olursa, yatağa alışmak için kendinizi zorlamanıza gerek yok daha orta sertlikte bir yatak tercih edebilirsiniz.
-Vücudun ısısına göre şekil alan yataklarıda yine aynı şekilde rahat ediyorsanız kullanabilirsiniz. Ancak rahat edemezseniz alışmak için kendinizi zorlamayın diğer seçenekleri deneyin.
-Ortopedik boyun yastığı ile yatmanın daha sağlıklı olduğu söylenebilir. Ancak kişi bu yastıklarla rahat edemiyorsa, kullanmaya zorlamamak gerekir. Yastık veya ince bir yüz havlusunu rulo yaparak yatmakta uygundur.

-Yüzüstü yatmak eğer rahatsızlık oluşturmuyorsa yanlış bir uyuma pozisyonu değildir. Aksine omurlar arasında diskler üzerine binen yükü azaltır ve durumu korur.

Bel fıtığı hastalarının genelde sırt üstü yatması istenir veya yan yatarak dizler karına çekili şekilde yatarlar.Bu pozisyon aslında önce rahatlatıcı gibidir ancak bel fıtığı hastaları için uygun bir pozisyon değildir. Bu hastaların yukarıda belirttiğim bel rulosunu uygulamaları daha iyi sonuç verir.
Herhangibir problemi olmayan kişilerde eğer yüzüstü yastıksız uyuma alışkanlığı varsa değiştirmesine gerek yoktur.Ancak bacakları iyice karına çekerek,yarı yüzüstü yarı yan yatar pozisyonda uyumak boyun bel diskleri üzerinde gerilim yaratabilir.

Sonuç olarak yatak ve yastık seçerken yukarıdaki olumsuz faktörleri göz önüne alarak kendi tercihinize göre seçim yapabilirsiniz.Herkes için doğru farklı olabilir.

Dr.Otto Yataktan Kaliteli Uyku Önerileri

Dr.Otto yatakları kaliteli uyku için aşağıdakileri uygulamanızı öneriyor. Her gün aynı saatte uyanın, Gündüz vakti olabildiğince aydınlık ortamlarda bulunun, Sabah çalışmaya başlamadan önce biraz yürüyüş yapın (İşe yürüyerek gidebilirsiniz) Günlük yürüyüş süresi ortalama 45 dakikadan kısa olmasın, Aldığınız kafeini (Kahve, çay, çikolata) kısıtlayın. Günde 2 fincandan fazla kahve içmeyin. Uykuya dalmakta veya sürdürmekte sorununuz varsa kafeini tamamen hayatınızdan çıkarın, Mümkün ise sigarayı azaltın, uyku ile ilgili sorununuz varsa sigarayı tamamen bırakmaya çalışın, Alkol alımını kısıtlayın. Uyku ile ilgili sorununuz varsa alkollü içeceklerden tamamen uzaklaşın, Uykunuz gelirse gündüz vakti kısa süreli uyuyabilirsiniz ama gece uykusuzluk çekiyorsanız gündüz uyumamalısınız, Yatak odanızı uyuma ve cinsellik dışında kullanmayın, yatak odanızı çalışma odası olarak kullanmamalısınız, Yatak odanız ısı, ışık ve gürültü açısından sizi rahat ettirecek şartlarda olmalıdır, Uykuya uyanmayı arzu ettiğiniz zamandan 9 saat önce başlayın. Uyumadan 1 saat önce günlük aktiviteyi bitirin, 15 dakika boyunca o gün yaşadığınız sıkıntıları, başarıları ve mutlulukları bir kağıda yazın sonra 45 dakika boyunca gevşemeye çalışın, uyarıcı olmayan şeyler yapın (hafif şeyler okuyun, klasik müzik dinleyin, ılık köpüklü bir banyo yapın, meditasyon yapın, 1 bardak ılık ballı süt için) Sonra yatağa girin, gözlerinizi kapatıp uykuya dalmanın keyfini çıkarın Eğer yaklaşık 15 dakika süreyle uykuya dalamadıysanız kalkın ve başka bir odaya gidin ve uykunuz gelinceye kadar gevşemeye çalışın, uykunuz gelince tekrar yatağa gidin. Bu durum tekrar edebilir ama mutlaka her gün aynı saatte uyanmaya özen gösterin. 

16 Temmuz 2011 Cumartesi

Dr.Otto Yataktan 2'si Bir Arada

Dr. Otto Yatak’tan 2’si bir arada U

ykuda sağlık ve konforu sunan tamamen doğal bir seçenek olan bamboo kumaşla kaplanmış ayrıca bel ve sırt ağrılarının önlenmesi için mükemmel bir çözüm.

15 Temmuz 2011 Cuma

Dr.Otto Sağlık Serisi Yataklar


Araştırmalar yeterli derecede uyku alamayan kişilerde kalp krizi, felç, diyabet, hafıza sorunları, ağrılar ve stresle baş edememe oranının çok daha yüksek olduğuna gösteriyor. Kişinin uyanık olduğu her iki saat için bir saatlik uykuya ihtiyaç duyar.

Ortalama olarak her gün sekiz saat uykuya ihtiyacımız vardır, bu da günün üçte biridir. Günlük uyku ihtiyacı, kişiden kişiye değişiklik gösterebilir. Her birey gündüz saatlerindeki aktivitelerine ve uyanıkken ne kadar verimli olduğuna bakarak yeterli derecede uyku alıp almadığına karar vermelidir. Bel ve Sırt ağrısı toplumun ortalama % 80'inde görülen, çok yaygın bir sağlık sorunudur. Ağrılar uykunuzun devamlı bölünmesine sebep olur; gün içerisinde hareketlerinizi kısıtlayarak, hayatınızı olumsuz yönde etkiler. Hareketsizlik, stres, duruş bozukluğu bel v e sırt ağrısına sebep olabilir. Bunların en büyük sebeplerinden biri yanlış yatak seçimidir. Dr.Otto Sağlık Serisi Yataklar; bel ve sırt ağrısı yaşayanlar ve omurga ağrısı yaşamak istemeyenler için özel doğa dostu organik kumaşlardan üretilmiştir. Her yatak farklı bir sertlik derecesine ve özel kumaşa sahiptir. Bu özel seriden sizin için en uygun yatağı seçerek omurga ağrılarınıza son verebilirsiniz.
http://www.drotto.com.tr/tr/dr-otto-haberler/100-dr-otto-salk-serisi-yataklar.html

14 Temmuz 2011 Perşembe

Dr.Otto Yatakları

Dr. Otto Yatak, Sağlık Serisi  %100 Organik Doğal örme kumaşlarla yataklarını üretmektedir. Dr. Otto Yatakları bel ve omurga sağlığı üzerine profesyonel ve somut çözümler sunar. Dr.Otto Yataklarında kullanılan doğal ve hijyen serisi kumaşlarla (Organic cotton, Bamboo, Aloe vera, Cashmire) ipek kadar pürüzsüz, yumuşacık bir tuşeyle tutkuyla bağlanılacak bir uyku konforu ve hijyenik bir yüzeyle sağlıklı yaşama katkıda bulunuyor.